34 şehit yüreğimizde derin bir yara açtı. Ancak bizim yüreğimiz yani Türk-İslam tarihi bu derin yaralar ile doludur. Bu cümleleri, yaramız hafiflesin veya bu durumlara alışkınız manasında dile getirmiyorum. Dünya üzerinde Türk isen bunun bir bedeli var, Müslüman isen bunun bir bedeli var, şerefli bir şekilde yaşamak istiyorsan bunun bir bedeli var ve atalarımız bunun bedelini canlarıyla ödediler, bizlere bu toprakları emanet ettiler. Yıllarca Mehmetçiğimiz, terör belasından kurtarmak için, bizlerin huzur içerisinde yaşaması için canlarını verdiler. Bugün ki durumun da diğer zamanlardan bir farkı yok. Ancak bazı kesimler ki bunlar içimizden olmasından dolayı daha büyük bir acı veriyor bizlere, ‘’ Suriye’den çıkalım, işimiz yok Suriye’de’’ diyorlar. Oysa ki çok yanılıyorlar. Rahmetli Erbakan yıllar önce ‘’bir gün mesele Suriye olursa, bilin ki hedef Türkiye’dir’’ diyerek bugünleri işaret etti.

Biz Suriye’de, Suriye için veya Suriyeliler için savaşmıyoruz. Bizler orada savaşıyorsak ülkemiz Suriye olmasın diye savaşıyoruz. Gün içinde sosyal medya ve yabancı yayın organlarında bazı çıkan haberler tamda ne için orda olduğumuzu bizlere gösterdi. Hatay’ın çalındığını ifade eden başlıklar atıldı. İşte mesele bu noktada çözümlenmeye başlamış oldu. Suriye ile iş bitince Hatay’dan başlayarak bizim topraklarımıza göz dikip meydan okuyacaklar. Oysa devletimiz ve ordumuz bugünden onlara meydan okuyarak büyük bir gözdağı vermiş oldu.

Peki siyasi olarak ve askeri olarak son durum nedir?

Günümüzde artık masaya güçlü oturmak için sahada güçlü olmak şart. Eğer sahada güçlü ve başarılı olursanız, masaya zorla girmeye çalışmaz, kendiliğinden davet edilirsiniz. 34 şehit verdikten sonra gücümüzü hafife alan rejim ve Rusya’ya, gelişen teknolojilerimiz ile hava sahası kapalı olmasına rağmen, hava savunma sistemleri olmasına rağmen başarılı operasyonlarımız geldi. Koral isimli frekans bozucu ASELSAN yapımı teknolojimiz ile radarlarını karıştırdık (gözlerini kör ettik), SİHA (silahlı insansız hava aracı) ile hedefleri tam isabet vurduk. Tam da gözdağı bu noktada verilmiş oldu aslında. Çünkü bütün dünya hava savunma sistemlerine karşı, kapalı hava sahasına rağmen tam hedeften vurabilen bir ordu izlemiş oldu ve bu teknoloji %100 milli ve yerli olması da Yunanistan, Fransa, Rusya, Almanya, Amerika dahil herkese bir korku verdi.

Tabi bazı eksikliklerimizde söz konusudur. Örneğin sınır kapıları daha önce açılıp, Suriye meselesini Avrupa’nın da meselesi haline getirebilirdik. Rusya ile bazı olumlu ilerlemeler kaydetsek de yine de Amerika, Avrupa ve diğerlerine güven olmayacağı gibi Ruslara da çok güvenilmeyeceğini unutmamalıydık. Maalesef acı tecrübeler yaşadık ancak iyi dersler ve doğru adımlar ile milletimiz ve vatanımız müreffeh günlere hızla ulaşacak inancındayım. Görüşmek üzere…